Vardır Elbet Bir Sebebi


Birbirimizden ayrı geçen her gün, bizi birbirimize daha çok yaklaştırıyor. Bunu hissettim, bu akşam. Yoksa bu kadar duyabilir miyiz kokladığımız güldeki toprağın kokusunu. Farkedebilir miyiz şiirin şairi bir kadeh rakıyla nasıl gammazladığını simsiyah geceye? Hissedebir miyiz bu kadar yorgan döşek sinmiş yalnızlığımızı? Biz, ayrı bir elmanın iki yarısıyız. Kendi yarımıza bile bu kadar benzemeyen. Vardır elbet bir sebebi...

Bizi yoran yaşadıklarımızdan çok yaşayamadıklarımız, yokuş yukarı çıktığımız akşamlarda. Dilimiz sürçmez, lafı dolandırmayız aşktan söz ederken. İster şarap olsun kadehimizdeki, ister yaş üzüm rakısı. Kim ile içtiğimiz değil kime içtiğimiz sarhoş eder bizi...

Sevdadan başka ne yükledik omuzlarımıza? Düşlerimizden başka neye yüklendik bunca zaman? Her gittiğimiz yere hasretimizi de bohçalayıp götürmedik mi valizimizin bir köşesine katlayıp. Dönüşe bilet kesilmeyen istasyonlarda az mı yolcu ettik kendimizden kendimizi. Şimdi adı konmamış mevsimlerde ağırlıyoruz birbirimizi, hiç ağır gelmeden hem de...

Zembereğini vuslata kurmuşuz bir kere yüreğimizin. Bütün çalar saatler vakt-i kerahate ayarlı. Göğsümüzü germesini de biliriz evelAllah, göğüs germesini de...


0 yorum:


Share/Bookmark