Saatler, 1 saat ileri alındı. Zaman hala bu kadar gerilerdeyken, kolumdaki ya da duvardaki saat mi beni ileri götürecek? Ben hala aylar öncesinin sabahına uyanıyorum. Ya siz? Bir gece bile, bu geceyi yaşayamadım ben! Ya siz? Takvimlerde ''bugün ne yaşandı'' yazısını karşılaştırdınız mı hiç bugünün tarihiyle? Hangimiz zamAn(ın)da yaşıyoruz her şeyi? Ya erken geliyoruz, ya da geç kalıyoruz! Nerde hızlanıyoruz? Nerde alıyoruz yavaştan? Kimimiz, korkularından gecikiyor hayata, kimimiz ise erken yoruluyor telaştan...
Burnumuzun ucunu göremezken, 1000 kilometre ötesini görmeyi hayal ediyoruz. Sonra da "ah! Neler kaçırdık" diye hayıflanıyoruz. Her sene aynı terane, saatler 1 ileri 1 geri. Zaten gerideyiz, daha çok geriliyorum ben! Gerek yok ki. Saatler bile dalga geçiyor sanki, yerinizde sayıyorsunuz der gibi. Gel zaman git zaman. Zaman zaman. Ah! Bu zaman...
Duygusal bir halle başlamıştım oysa, gerildim işte durduk yerde. Yeni yıl kutlamaları mesela, bir heyecandır sorma! Ya ne oluyoruz? Ne değişiyor? Tamam eğlenelim, içelim, güzelleşelim eyvallah. Hiç itirazım yok. Tam tersine bayılırım hatta. Mesele; o gece içtiğimiz rakı/şarap, oynattığımız dansöz mü değiştirecek kaderimizi? Yeni tarihi atarken, hala sevgilimiz/eşimiz ile ayrıldığımız tarihi tutuyorken hangi yeni bir güne uyanacağız ki? "Eğlenmek için bahane işte, sende amma dır dır ettin" diyenleriniz olacak. Eğlenmek isteyene, hane de çok bahane de. Ne haliniz varsa görün! Masalara değil, masallara kurulsanıza göreyim sizi! Zamanın (içimize) işlemediği, kimsenin yarını düşlemediği!
Saatler 1 saat ileri alındı. Aldınız mı?
0 yorum:
Yorum Gönder