İç Dimağ


Hayatımdakileri içtimaya dizdim bu gece. Hepsi hazırmış da sanki bunu bekliyormuş gibiydiler. Gecem gündüzüm onlarla yüzleşerek geçti. Ben yüzleştikçe, onlar yüzsüzleşiyorlardı...

Kendimi her yokladığımda, omuzlarında tüfek gibi taşıdıkları ihanet ve mermi gibi kuşandıkları yalanlarla hep hazıroldaydılar. "Neden!"diler. Ve neden hep göz altımdaydılar? Her hesaplaştığımda, daha da cesur dikiliyorlardı karşıma...

Cesaretleri, benim esaretimi güçlendiriyormuş meğer. Bu gece bunu anladım. Ve anladım ki, bulduğum her sebeple onların daha da kalıcı olmasını sağlamışım. "Kal acı ol" der gibi. Oysa en geçerli sebep ben! Kendimi görmezden gelmişim...

Yanlışlığım, yanmışlığım, yanılmışlığım, bulmuşluğum, kaybolmuşluğum. Ne varsa, birer birer hedef oldular bu gece...

Rahat...

Çok an kaybettim!... Ama şimdi kaydediyorum. Bu deveran böyle dönüyor...












4 yorum:

Adsız dedi ki...

kulübe hoşgeldin

Zeyno dedi ki...

Hoşluğunuza geldim...

e-Felsefe Kapısı dedi ki...

Bu 'us' rüzgarı rahatlatmadı...
Kapanış sadece haddinden fazlaydı:

Çok an kaybettim!... Ama şimdi kaydediyorum. Bu deveran böyle dönüyor...

Tebrikler..

Zeyno dedi ki...

Haddimi aştım. Mı!? Af ola!... "Cesaretin en büyük denemesi, mağlubiyeti üzülmeden kabul etmektir "demiş G. Ingersol. Denedim ben de...


Share/Bookmark