Bilmez misin ki, bir insana verilecek en büyük ceza affetmektir! Bilirsin öyle iyi bilirsin ki hem de. Öyleyse niye affetmiyorum seni diyorsun? Niye affetmiyorsun? Cezaysa, al işte bundan daha büyük ceza olur mu? Yok, ille acıtmaya uğraşacaksın ya. Ben affet diye peşinde dolanacağım, sende ''affetmiyorum seni kadın'' demenin keyfini çıkaracaksın ya...
Sitem duvarlarının, birinden öbürüne vuracaksın ya siluetimi. Tam alışmışken, gelip de bozacaksın ya sessizliğini; ''şakülüm kayık, 3 gündür uyumuyorum kadın. Tutma!'' O sessizliğinle gürleyeceksin ya; ''kendine iyi bak ve seni affetmediğimi unutma!'' Nasıl unuturum! Hayata kızıp, bana kükremen, hala hayatı kendi haline bırakmamanın mücadelesi değil midir?
''Teraneye gerek yok kadın, yat uyu hadi, kaç gecedir uyumuyorsun!'' Alt metni nedir bu söylediğinin? Her aldığın nefesin, hayat abaküsümde sayılıyor mu? Elinin üstünde tuttuğun elimin farkındayım. Elinin altında tuttuklarının da! Benim elimin altında kimse yok, hiç olmadı ki. Çocukken el üstünde kimin eli oynardık. Elim hep üstte kalırdı. "Yenildin" derlerdi ağlardım, kızardım, küserdim. Oysa hiç yenilmemişim...
Hayat bir gün beni karşısına alıp şunu söyledi; oldu mu el üstünde olmalı ki yüreğin sıkıştığında, senden önce kavrasın o el yüreğini. Kötü gün kapıyı çaldığında, senden önce o el koşup açsın kapıyı ve "rüzgardan çarpmış" desin. İşte ben. Her aklıma geldiğinde, elimin üstünde duran bu adamın elini tutuyorum...
Affetme beni hiç olur mu?! Bana küs, bana kız, bana ayıl, bana sız. Ben geçmişin tüm defterlerini, seninle dürüyorum. Ve ben hayatın her halini, seninle görüyorum...
Kim mi geldi? Kimse değil. Rüzgardan kapı çarptı...
2 yorum:
Affetme beni hiç olur mu?! Bana küs, bana kız, bana ayıl, bana'sız.
2. sihirli kelimeyi diyorum sana!
anladın sen beni...
Anladım, anladım :)
Yorum Gönder