Farkımda mısın?
Peri Şan Oldum
Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandığımız şu günlerde, bir hüzün bir kıyamettir gidiyor içimde. Ne oluyor kızım, ilk defa mı yıl bırakıyorsun geride? Dönüp bir baksana arkana! Yıllar var arkanda kalan. "Evet de, bu yılı hiç bırakmak istemiyorum. Ondandır belki" diye cevapladım kendime.
Bunun diğer senelerden ne farkı var? Bu sene büyüdüğümü hissettim, yaşadığımı, sevdiğimi, özlediğimi. Bütün bunlara sebep olan adam, artık kendimi ıskalamamam gerektiğini, içimdeki o cesur kız çocuğunun elini tutup karşıma getirerek gösterdi bana. Akıllı adamdı, içimdeki çocuğun kalbini kazanarak yapmıştı fethini. Bir nev-i kısasa kısas yapmıştı aslında. Çünkü ben de zaman zaman onun içindeki çocuğu mutlu ederek ele geçirmiştim kalbini. Elde tutmak, elde etmekten daha zordur. Bunu bile bile ele almıştım bu kalbi. Öyleyse, elimden geleni yapmalıydım. Yapmıştım ve yapıyorum. Lakin, “Gel” diyor artık “Gel...” Eyvah!
Yolum uzun, hazırlık yapmam lazım. Şimdiden mutlu yıllar diliyorum hepinize... Ben mi? Arada ürperiyorum ama...
uMutlu yıllar...
18 Aralık 2010 | 7 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Hayat Ne Garip
11 Aralık 2010 | 7 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Atıyorum
Aşka hayata nasıl bağlayacağım konuyu, onu düşünüyorum. Ben hep böyleyim işte ve her işte... İlle zorlaştıracağım her şeyi, yokuşa süreceğim. Kolay işi sevmiyorum, ne yapayım. Kan ter içinde kalarak yaptığım işten zevk alıyorum. Sonradan karşısına geçip keyifle, "bunu ben yaptım" demenin hazzını bilirsiniz...
İnsan ilişkilerinde de böyleyim. Bu yüzden kolay ilişki kuramam karşımdakiyle. Kurdum mu da, kimsenin gücü yetmez yıkmaya. Ki yetmiyor da... Neden? Çünkü attığımı tutuyorum. Tutamıyorsam, ki hiç olmadı. Olmayan bir şey hakkında atarsam tutamam...
Bana atanlar çok oldu ama ben hiç birini de tutmadım. Bir insan, kendi attığını tutmayı bilmiyorsa onun tutunacak ve tutulacak tarafı yoktur. Böyle insanlar çok var biliyoruz. Daha, "a" derken anlaşılır attığı. Ve beklerim; bakalım nasıl tutacak? Tabii ki tutamaz. Dolayısı ile senin tutmanı bekler. Sen de tutmayınca eli boş, gözü yaş kalır... Daha çok da kadınlar yapar bunu, diğer kadını kıskandırmak için. Atar da atar. Asıl istediği, adamın tutmasıdır ama adam tutmadıkça daha çok atar. Bu böyle uzar gider.
Erkek kadına atar, kadın erkeğe atar. Tutana aşk olsun... Bildiğimiz palavra...
Öyle biri var ki; hiç atmıyor... Atıyorum!
25 Kasım 2010 | 20 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Camdan Cana
12 Kasım 2010 | 22 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Ay(kı)rılık Değil Bu
Kalıbına değil, kalbine dokunabilmektir aşk...
03 Kasım 2010 | 23 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Günden Güle
Sevgili adaşım zeynep & zeynep, sağolsun beni de (yeni tanıdığı halde) bu ödüle layık görmüş. Sayesinde fark ettiğim güzel bloglar için, İlk ödül Zeynep'e. Çayımı, kahvemi aldım ve malum zıkkımı da yakıp keyifle okudum hepsini.
Ben şimdi kimleri ödüllendireceğim asıl mesele bu! Ha, Zeynep arkadaşımla tanışmama vesile olan Telekinesis ilk uğradığım blogdu. Kendisine ayrıca teşekkür ediyorum...
"leb" demeden.
TuTsİ'den
Aklımın odaları
Sezi Yorum
Kara Efendi
01 Kasım 2010 | 21 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Yazı'm
Örgü konusunda bir parantez açayım. (Örmeyi çok severim bu arada, stres atmak için birebir.)
Böyle yazıları hiç sevmem. Bana ne senin o gün ne yaptığından. Ne yapamadın onu yaz. Bak işte o zaman benden iyi okur bulamazsın...
Nerde yaşadığını değil, ne yaşadığını anlat bana...
22 Ekim 2010 | 25 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Gördüğüm
15 Ekim 2010 | 4 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Neler Yapmam ki
Bir gün içinde sevdikleriniz için neler yaptınız?
Dedim ya, tüm listem mimlidir. Hadi bakalım kolay gelsin.
07 Ekim 2010 | 3 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
O Kendi mi Biliyor
Gözlerimin yaşarması? Evet, gözlerimin yaş arması oldu hüzün. Kalbimde apolet gibi taşıdığım aşk. Aşk da, kime? Bırakın, o da bana kalsın... "O kendini biliyor" desem, etrafımda kim olduğunu bilmeyen onca var. Üstüne alınır biri. "O kendini bilmiyor" desem, o da olmaz. Çünkü kendini bu kadar iyi bilen, bu kadar kendinde olan adama hakaret olur... O kendi mi? Biliyor!
Bir haftadır ne zaman sigara yaksam, yol çıkıyor. Batıl itikatlarım hiç yoktur. Önümden kara kedi geçse, kalbim bozulmaz mesela. Merdiven altından da geçerim, eğer merdivende boyama işiyle uğraşan kimse yoksa. Lakin bu sigara konusunda inanıyorum çünkü hep yola gitmişimdir. Yola gitmek güzel de, yolunda gitmeyen yolu gitmek bazen ne yorucu olur bilseniz. Bir garip yolcu gibi acıtır insanı. Yoldan çıkmakta olmaz. Yola getirmeli!
04 Ekim 2010 | 21 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
K'estikçe K'esti
Yerinden kalkmayan sabır taşımı
02 Ekim 2010 | 1 yorum
Enikonu kafiyeli kelimeler
Kendi Kendim(l)e Ben
Kimsenin kimsede kalmadığı bir dünyada, kimsenin kimsesi olmak da mümkün değil. Kim olursanız olun, kimse'sizsiniz misali...
20 Eylül 2010 | 3 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Geç(me)miş
Yeniler yinelendikçe, eskiler yenileniyor...
17 Eylül 2010 | 12 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Sevgili'm Günlük
07 Eylül 2010 | 4 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Aşk Olsun
Elbet bir gün buluşacağız...
Ben ki, sana en kızdığım zamanlarda bile sadece “aşk olsun” demiş kadınım…
31 Ağustos 2010 | 6 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Susuyorum
Davul çalıyor şu anda. Sahurdasındır muhtemelen. Geçen ramazanı hatırladın mı? Yoksa daha önceki ramazan mıydı? Evet evet, daha önceki ramazandı. Hani iftar yapacaktık seninle. Ben oruç tutmadığım için birlikte iftar yapacağız diye, "herkes Allah için tutar, ben senin için tutacağım o gün orucu" demiştim. "Tövbe" deyip gülmüştün, gülmüştük. Kısmet olmadı ne yapalım. Anneannem (nur içinde yatsın) derdi ki; "kısmette yoksa dayak bile yemezmiş insan." Bu tokat değil de ne peki? Hayat da pek ala dövebiliyormuş işte. Öyle de, böyle de yaşıyoruz yine tüm bu sızılarla. Sen derdin ya hani, (babaannen öyle dermiş. O da nur içinde yatsın) "sen olsan da olmasan da, kış kışlığını puşt puştluğunu yapacak." Ne kadar doğru bir söz! Bak, kış yaklaşıyor yine. Puştlar mı? Onlar, sen varken de vardı... Söyleyecek o kadar çok sözüm var ki! Sana susuyorum işte…
25 Ağustos 2010 | 4 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
tUzak
15 Ağustos 2010 | 5 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Zaman Yolu
Mutlu olmayı bir türlü beceremeyen şu adam!
Bütün duygularını çelik bir kasaya saklamış, anahtarını koyduğu yeri kendi de unutmak istercesine içiyor. Avucunu sıkı sıkıya kapatmış, görüyor musunuz? Ha, o kuş mu? Hep penceresinde durur öyle. Ne içeri girer ne de başka bir yere uçar. Kim bilir?
Ben nerdeyim bu fotoğrafların içinde, görebildiniz mi?
Ben çekenim!...
12 Ağustos 2010 | 4 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Sonrası Yok
Canımdın anım oldun. Daha fazla eksilemezsin!..
05 Ağustos 2010 | 9 yorum
Enikonu aşk sandığı'm
Bir Yaşıma Daha Girdim
"Sen" dediğin, bir gün "siz" oluyor. Ve tüm kelimelerin "sensiz"likle başlıyor...
22 Temmuz 2010 | 4 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Kahve İçmek İstiyorum
Bir fincan kahve içmek istiyorum anne!
05 Temmuz 2010 | 17 yorum
Enikonu hay(at)dan gelenler
Ben Ağlarken Gülümserim
Enikonu kafiyeli kelimeler