Sonsuza Kadar


Senden öncem yoktu, sen vardın. Şimdi senden sonram var ama sen yoksun. Kaybedeceğim ne kaldı ki gözyaşlarımdan başka.

Yalnız yürüdüğüm bu yolda, düşlerim beni buraya kadar getirebildi ancak. Bıraktığın ayak izlerini takip edemiyorum artık, pes ettim. Bitti(m) nihayet.

Ne inkar edebildiğim ne de itiraf edebildiğim bu aşkın, can çekişirken yüreğime tutunmaya çalışmasını görmeliydin. Görmeliydin yaşaması için kalbimin nasıl can attığını, can vermek uğruna. Ama olmadı. Gözleri açık ve bir hayale gülümseyerek verdi son nefesini. Bir tek ümidin bile başucunda beklememesini vasiyet ederek! Yarım bırakarak bir şarkıyı...

"Mutlu musun?" diye sormayacağım yüreğine. Bir balyoz gibi inecek bu. Biliyorum kimbilir belki de ilk defa ağlayacaksın ya da gözlerinin dolmasıyla kurtaracaksın sadece bu yıkımı. Ama enkazı kaldıramayacaksın. Yanılmayı çok isterdim çünkü istemediğim tek şey senin mutsuzluğundu hep. "Seni bir kum tanesi kadar üzecek her şey, beni kumsal kadar üzer" derdim. O kumsalım ben şimdi...

Bütün düşleri dağıttım. Yağmurlara karışıp gittiler. Kimbilir hangi gecenin koynunda kuruluyorlar şimdi. Bütün şarkıları(mızı) yeni başlayan aşklara hediye ettim, sonsuza kadar söylenmeleri dileği ile.
Yeniden sever mi bu yüreğim böylesine... Yeniden inanır mı, bilmem... Bildiğim tek şey bu yaranın hiç geçmeyeceği.

0 yorum:


Share/Bookmark